Puchi Puri Yuushi

Yıl: 2002
Bölüm Sayısı: 26
Bölüm Süresi: 25 Dakika
Yayın Şekli: TV
Diğer İsimleri: Petite Princess Yucie
Tür: Okul, Büyü, Komedi, Romantik, Macera, Fantezi, Shoujo
Yönetmen: Ootsuka Masahiko
Orijinal Hikâye: Akai Takami
Firma/Stüdyo: Gainax, AIC

Yucie ailesini savaşta kaybetmiş ve bir asker tarafından evlat edinilip büyütülmüştür. Yucie üvey babasıyla mutlu bir hayat sürmektedir, ancak onun bu mutluluğunu gölgeleyen bir sorunu vardır. 17 yaşında olmasına rağmen bedeni 10 yaşından itibaren gelişme göstermemiştir. Bir gün her bin yılda bir seçilen Platina Prenses'in taktığı taç sayesinde bir dileğini yerine getirebildiğini öğrenir ve kendisi ilginç bir şekilde Platina Prenses adaylarından biri olur. Yucie Platina Prenses olmak için elinden geleni yaparken ve birbirinden değerli arkadaşlar edinirken tek dileği olan normal bir şekilde büyümeyi de aklından bir an olsun çıkarmamaktadır.

Yucie yani baş kahramanımız tatlı bir kız, ama yine baştan söyleyeceğim ki dil çıkarma gibi bir huyu var ve bunu iki aşamada yapıyor ve bu olay beni bir süre sonra bayağı bir sıktı. Hani yaşına uygun olup olmaması değil sorun cidden yakışmıyor ve uyuz bir şeymiş gibi geliyor. Hani bir iki defa yapsa ve yerinde yapsa neyse de birçok defa yapınca sinirime dokundu. Neyse fazla yapmadılar sonradan...

Hikâye oldukça güzel ve kurgusu da ona göre güzel olmuş. Aslen beş kız adayımız var prenses olmak için, ancak bunlar serinin ilerleyen bölümlerinde tek tek ortaya çıkıyor neredeyse. Bense hepsi birlikte okuyacaklar sanmıştım, yok öyle bir dava =P Tabii bu biraz olmamış gibi, ne öyle sonradan çıkmalar filan. Hepsi bir başlasalardı ve birbirinden haberdar olsalardı diye daha iyi olurdu düşüncesindeyim. Zira o zaman seri 26 bölüm olmazdı elbet =D Yani bu söylediklerim serinin uzunluğu göze alındığında neden uzatıldığının yanıtı...

Neyse izlerken eğleniyorsunuz ama, hani sizi öyle sıkmıyor. Komedi kısmı hakkını veriyor yani çokcana =) Bu da aslında seriyi götüren karakter olan Grenda sayesinde oluyor =) Grenda olmasa seri pek çekilmezdi doğrusu... Sonradan Elmina'da ona ayak uydurunca daha güzel oluyor =) Bir de bunların hizmetkârları var ki onlar kadar şenlikliler =) Yani Yucie biraz arka planda kalıyor gözümde desem doğru olur. Yucie'nin biricik aşkı Arc ise seriye romantizm katan yegâne kişilik neredeyse =) Hoş onlarında öyle ahım şahım bir romantizm yaşadığını göremiyoruz ama olsun... Zaten görmek de istemezdim fazla, nedeni ise 19 yaşında bir delikanlının 10 yaşındaki bücürük bir kızla olması evet biraz insanı rahatsız ediyor =P Her ne kadar asıl yaşı 17 olsa bile...

Yegâne dedim, ama aslında asıl romantizm Yucie'nin babası ve Arc'ın annesi arasında geçmişte yaşanmış ve mutsuz sonla bitmiş olan aşktır desem daha yerindedir. Fazla derine inmeden tek diyeceğim çok üzüldüm o geçmişi öğrendiğimde =( Kimsenin başına gelmesin böyle bir şey... Neyse neyse bu arada hikâyenin geçtiği dünya çok güzel kesinlikle. Her şeyin var olduğu ve bu dünyada şaşıracağınız şeylere o dünyada sıradan bakacağınız bir dünya. Biraz masalsı biraz gerçek tadında yani.

Bu arada seriyi izlerken Dragon Ball serisi geldi aklıma, o da hikâyenin içinde 5 kristal çiçeği topladıkları için =P Hadi 7 ejder topu toplayalım! Hehehe tabii böyle değildi, ama aklıma öyle geldi işte. Ayrıca izlerken Ay Savaşçısı geldi... Gelmese tuhaf olurdu zaten =) Hikâye romantizm içerse bile aslen arkadaşlığı ve aile bağlarını anlatıyor. Daha çok baba ile kızlarının bağlarını desek daha doğru olur. Anneler ikinci plana itilmiş gibi ahaha =P Arkadaşlığı içerdiği ve beş kız karakter olunca ister istemez aklıma o geliyor... Taç mevzusu olunca da Magical Knight Rayearth -bu seriyi her defasında düzgün yazıyorum, cidden şaşıyorum*-*- serisi geldi tabii aklıma. Bu arada onu yeniden baştan sonra izlesem fena olmaz ve size de şiddetle öneririm. Türkiye'de Sihirli Şövalyeler olarak eski eski çok eski zamanlarda yayınlanmıştır =) Yazıyı bitirirken seri izlenebilir bence diyorum =)