Galilei Donna

Tür: Aksiyon, Drama, Fantezi, Gizem, Bilim Kurgu, Aile, Mecha, Trajedi
Yayınlanma Tarihi: 11/10/2013
Bölüm Sayısı: 11
Yönetmen: Yasuomi Umetsu
Orijinal Hikaye: Yasuomi Umetsu
Firma/Stüdyo: A-1 Pictures
Başlıca Seiyuular: Kei Shindou, Rumi Ookubo, Rina Hidaka...

Galileo hakkında kısa bilgi: Ailesinin isteği üzerine tıp okumuş, ama daha sonra matematik ve felsefeye odaklanmıştır. 25 yaşında Matematik profesörü olmuş ve hareket hakkında deneyler yapmaya başlamıştır. Teleskobun varlığını öğrendikten sonra ise kendi teleskobunu yaparak uzayı incelemeye başlamıştır. Galileo, "modern gözlemsel astronominin" "modern fiziğin^" ve "modern bilimin" atası olarak tanımlanmaktadır. Stephen Hawking, "Galileo, modern bilimin doğuşunda muhtemelen diğer herkesten daha büyük bir role sahiptir." demiştir.

Yıl 2061 ve yeni bir buzul çağı dönemi dünyayı yavaşça kaplamaktadır. Bu zamanda yaşayan Galileo’nun torunları üç kız kardeşse bilinmedik bir sebepten bazı kişiler tarafından saldırıya uğrarlar. Tüm bu karmaşanın sonunda suçsuz oldukları halde uluslararası suçlu olarak haklarında tutuklama emri çıkar. Kız kardeşler yapabilecekleri tek şeyin kaçmak olduklarını düşünerek en küçük kardeş olan Hozuki’nin yaptığı robotla evlerinden uzaklaşırlar. Bu sırada yanlarına gizemli bir şekilde yaklaşan Anna adlı kadın ise onlara yardım eder. Üç kız kardeşin neden bu duruma düştükleri hakkında tek bildikleri ise Galileo’nun Mirası’dır. Aile olarak tam bir bütünlüğe sahip olamayan bu üç kız kardeş birlik olup bu gizemi çözmek için uzun bir yolculuğa koyulurlar.

Bu tür animeler sayesinde insan tarih hakkında araştırmak istiyor kesinlikle. Hele ki günlük hayat telaşı içinde teleskobun mucidinin kim olduğu veya bunu geliştirip başkasının uzayı inceledikten sonra neler yaptığı hakkında kimsenin merak ettiğini sanmıyorum açıkcası. Her neyse hikâye Galileo’nun mirası hakkındadır. Bu mirasın gündeme gelmesinin sebebi ise enerji kıtlığının baş göstermesi ve yaklaşan buzul çağıdır. Hava korsanlarının ve Messier adlı gizemli örgütün peşinde oldukları Galileo’nun mirası nedir peki!? Bunu serinin sonlarına kadar öğrenemiyoruz nedense!? Velhâsıl ben de burada dile getirmek istemiyorum. Ancak bu gizemi çözmek için Galileo’nun çizdiği her birinde Ay’ın evreleri çizili altı kâğıttan söz etmek gerekir. Üç kız kardeş dünyayı dolaşarak bu altı kâğıdı bir araya getirmeli ve üzerinde bulunan gizemi çözmelidirler.

Kız kardeşlerden bahsetmişken hikâyenin büyük çoğunluğu mirastan çok aile bağlarını içermektedir. Ebeveynleri boşanmış olan bu üç kız kardeşin ayrıca en büyükleri olan Hazuki’de ayrı bir evde yaşadığı için aile bağları neredeyse yok denecek kadar azdır. Tabii buna ebeveynlerinin işleri dolayısıyla ilgisiz oluşu ve kız kardeşlerin kişiliklerinin birbirlerinden zıt oluşu oldukça etkilemiştir. Bu arada Galileo’nun soyundan olan anne Sylvia’dır. Babaları Japon olduğundan dolayı kızların Japonya’ya ilgileri oldukça fazladır. En çok Hozuki Japonya’ya hayrandır.

 

Kurguya az değinirsek sonlara doğru bayağı ilginçleşiyor diyebilirim. Yalnız bu ilginçleşme oldukça şaşkınlık verici bir gelişmeyi kapsıyor. Hikâye aslında dediğim gibi aile bağlarıyla ilgili olduğu için o kadar derinlikli bir kurguya sahip değil, hatta sanki sıradan günler gelip geçiyormuş, ama arada aksiyon olsun tarzında birkaç dövüş sahnesi serpiştirilmiş desem daha doğru olur. Tabii arada yaşanan bazı trajedileri saymazsak... Tabii sonuç olarak hikâyenin sonu bile havada kalarak bitiyor. Yalnız bazı karakterler seriyi gerçekten izlenebilir kılıyor. Bunlardan en önemlisi kendisinin sözde kadınlara karşı ilgisi olmadığı halde Hazuki’ye aşık olan ve hatta ona Bambina lakabını takan korsan gemisi Black Ganymede’nin genç lideri Cicinho’dur! Cicinho’nun fiziksel özellikleri dışında kişilikli karakteriyle seriye fazlasıyla renk katıyor. Renk demişken çizimleri animeyi izlenebilir kılan diğer yanını yansıtıyor.  Bunun dışında Bambina yani Hazuki’de ayrı sevdiğim bir karakter oldu. Çizimiyle, kişiliğiyle gerçekten seriye ayrı bir tat vermiş. Müzikleri ise One Piece’in filmlerinin müziklerini yapan Shiroh Hamaguchi’nin sayesinde seriye güzellik katmış.

Uzay ve korsanlar demişken; Mouretsu Pirates önerebileceğim güzel bir yapımdır.